Hormonlu bir hissiyat bırakan Fluence’i pek sevmediğimizi evvelce belirtmiştik. Neyse ki Renault bu yeni Megane Sedan'da hatchback Megane'a sadık kalarak -mış gibi yapmamış oldu.
Hatchback versiyondan 27 cm daha uzun olan Megane Sedan, tasarımda cesur yeni dünyanın kapılarını açmakla kalmıyor, çok güzel görünüp arzulanır olmayı da başarıyor. Üstelik teknik başarı da bu sefer Megane’ın yanında.
Avrupalının gözünde kompakt hatchback sınıfı için markaların Şampiyonlar Ligi dersek, kompakt sedanlar genelde UEFA Avrupa Ligi seviyesinde takılıyor.
Mesela VW Jetta daha gözüne kestirilebilir bir rakip. Ford Focus çok iyi sürüşüyle cazibesini korurken, Opel Astra eski nesille idare etmekte. Mazda 3 her alanda iyi olmaya devam etse bile kimsenin kendisinden haberdar olduğunu sanmıyoruz.
Böyle bir ortamda, son Renault Megane Sedan tasarımda cesur yeni dünyanın kapılarını açmakla kalmıyor, arzulanır olmayı da başarıyor. Üstelik teknik başarı da bu sefer Megane’ın yanında.
Evet, yeni Megane alabildiğine çekici ama dilerseniz kasa tiplerinden başlayalım. Zira yeni nesil Megane’ın bir coupé ya da cabrio versiyonu olmayacak. Bunun yerine Renault, ağırlığını Megane’ın teknolojik donanımına vermeyi tercih etmiş.
Tasarımda Talisman’ın açtığı yoldan ilerleyen Megane Sedan’ın bir aile arabası için fazlasıyla iddialı olduğu kesin. Bagaj eklentisinin Megane'ı sıkıcılaştırması şöyle dursun, bilakis daha sportif bir hava katıyor.
Önde burun kısmını parantez içine alan, arkada logoya kadar uzanan LED hatlar Megane'ı rakiplerinden ayırmakla kalmıyor, doğrusu çok da havalı. Geleneksel yapıyla çok oynamadan böylesi bir fark yaratmak da ayrı bir başarı.
Megane Sedan’ın Renault’nun hedeflediği "prestijli" görüntüye ulaştığını, hatta Talisman'la kolayca karıştırıldığını belirtip olayın asıl kızıştığı iç mekâna geçelim.
İç Mekân