Kardeş ülke Kore’nin gıpta edilecek sanayi hamlesinin dev ismi Hyundai. İş makinesinden asansöre, televizyondan gazoz kapağına kadar her şeyi üreten, cesaret eden, vasat başlayıp öne geçen ve gün geçtikçe ilerleyen bir "her şey" şirketi de denilebilir.
Modelleri 10-15 yıl öncesine kadar pek ciddiye alınmazdı. Ama Hyundai adım adım daha iyisini ve sonra daha da iyisini yaptı... Yıllar Audi'den transfer Peter Shreyer'ın tasarım imzalarına teknik alanda öncü hamleleri ekleyip (bkz. hidrojenli SUV Nexo) uçuşa geçti Hyundai. Şimdi Hyundai çizgilerinin direksiyonunda ise Belçikalı usta tasarımcı Luc Donckerwolke var.
Peki biz Hyundai’ye bakınca neler görüyoruz? Kardeşi Kia’yla birlikte aklımıza ve kalbimize çaktırmadan tüneller kazan bir modeller silsilesi. Orta sınıf Avrupa markalarının başını ağrımaktan beter eden başarılı modelller serisi.
Aspirin kıvamında şehir arabalarından (i10, i20, i30), çaktırmadan arzu nesnesine dönüşeni SUV’lara (Kona, Tucson, Santa Fe), ortanın üstünü dürten ve artık çok da “ekonomi sınıfı” olmayan modellere sahip bu "Yeni" Hyundai.
Hyundai’nin yeni stratejik hamleleri arasında, Toyota Prius’a hareket çeken Ioniq'in bağımsız bir ekolojik markaya dönüşmesi, hidrojen soluyan Nexo ve yine Toyota’nün lüks sınıf temsilcisi Lexus’un topraklarına göz diken Genesis'in markalaşmasını sayabiliriz. Bir de safkan sporcu "N" versiyonlarıyla yılların GTI'larını titretmesi var ki sormayın!
Normallikler içinde anormal iyi işler yapan bir Koreli tilki Hyundai. Aşktan çok mantık, heyecandan çok güven duygusuyla yer edinip ateşi harlamaya, romantik ilişkilere girişti. İyi gelir, tavsiye edilir...