Otomobil tarihinin başrol oyuncularından, tipik Fransız ekolünün reyting uzmanı Peugeot. Geniş kesimlere hitap etmeyi her zaman başaran, konforseverliğinden olsa gerek, çoğunlukla ailenizin markası Peugeot.
Son iki jenerasyona kadar, hemen tüm modellerin ana hatları 1998 doğumlu 206’dan mirastı. 207, 308 ve sonrasında 407, gergin suratlarıyla botokslu mağduru gibi görünmeye başlamıştı ki, RCZ, ilk nesil 3008, 5008 ve son 508 adeta Peugeot rönesansının (yeniden doğuş) habercisi oldu.
Genel olarak kafayı siperden çıkarma konusunda daha istekli ve cesur görünen bu Fransız aslanı, Stellantis'in de ana markasıymış gibi bir izlenim veriyor çaktırmadan.
Sadece dış tasarımdan bahsettiğimiz de sanılmasın. Neredeyse tüm güncel Peugeot’lar iç mekân ve kokpit tasarımlarıyla yeni ve orijinal sulara yelken açmış durumdalar. Nitekim, bu cesaret sayesinde gelen başarının satışlara yansıması dünya çapında çok gecikmedi.
Yolcularını rahat ettirmek için gösterdikleri çaba doğrusu ilave takdire değer. Gerçi konfor arttıkça heyecanın düşmesi pek az markanın altından kalktığı ince bir denklemdir ama bu konuda da kendisini aştıkça aşıyor Peugeot.
205, 206, 406 ve 305 GTI gibi modern klasiklere imza atan ve daha birkaç yıl önce PSA grubu olarak batmanın eşiğinden dönen Peugeot’nun Stellantis komutasında yeniden yükselme dönemine olduğu aşikâr.
Sonuçta işler iyi gidiyor. Üst üste gelen "Yılın Otomobili" ödülleri bir yana, satış listelerin zirvesinden inmiyor Peugeot.
Maşallah diyelim...