Kuzey Amerika’da doğup yavaş yavaş diğer kıtalara göç eden lüks Nissan’ların genel adı. Toyota’nın Lexus’u gibi yani.
Infiniti'yi ilk kez FX ile tanıdık, sevdik, hayran hayran seyrettik. Derken bir gün, fiyatlara bakınca “lüks” ile neyi kastettiklerini anladık! Üstüne bir de bizim büyük hacimli motorların vergi yükü binince…
Amerika'dan sonra şimdi sıra Avrupa’da ve özellikle Q70 ile baba Almanları ne kadar rahatsız edebileceğini görmek istedi Infiniti. Full hibrit gibi özel bir motor seçeneğine rağmen, o meşhur “lüks” markalarda kaşıntı yapabilmiş değil henüz.
Birkaç yıl önce model isimlerinde değişime gidip bütün modelleri Q ile başlatma kararı aldılar. Belki de “Bunlar mı lüks!” diyen Avrupa algılarında yeni bir başlangıç yapmak istediklerindendir.
Renault-Nissan ve Daimler AG ile yaptıkları işbirlikleri, mesela Q50 gibi daha gerçekçi modellerle umut vermiyor değil. Mercedes ile ilişkilerinin yaramaz çocukları Q30 ve QX30 da, beklenen taze kan oldu diyebiliriz. A ve GLA’nın Infiniti tercümesi olan bu modeller bakalım nasıl bir perfonmans gösterecek.
Avrupa’da bir türlü istediği düzeye gelemeyen Toyota’nın Lexus’u, ağırlığı rakipsiz müşteri memnuniyetine vermiş durumda. 2017’yi yaklaşık 245.000 adetle tamamlayan Nissan’ın Infiniti'sine de hayırlı muvaffakiyetler dileriz. Lakin, sonradan lükslüğünü kabul ettirmek çok zor iş.
İnanmayan Audi’ye sorsun.