Modern klasiklerden sayılan ilk nesil Ford Focus, "Edge" tasarımı kadar sürüş kalitesiyle de bir nevi devrimciydi. Ondan sonra gelen bütün Focus'lar iyiydiler, hoştular ama adeta lanetli gibi, onun pırıltısına sahip olmamakla suçlandılar.
Şimdi, 2019'a doğru sahalara çıkan bu dördüncü nesille, yeniden çok iddialı olmak isteyen ve kimliğini hatırlamaya başlayan bir Ford Focus var karşımızda. Üstelik bu sefer bütün dünya değil, öncelikle Avrupa için tasarlanmak ve Almanya'da üretilmek gibi bir avantaja da sahip yeni Ford Focus.
Ama belki tasarımdan da önemlisi, sürüş dinamikleri konusunda liderliği birkaç modele birden (Seat Leon, Mazda 3, VW Golf) kaptırmakta iken, son hamlesiyle tahtını bir kez daha güvence altına almış olması. Demektir ki kompakt sınıftaki her kıyaslamada Ford Focus’u referans noktası göstermeye bir süre daha devam edeceğiz.
Daha da zoru, bir yandan yollarda bu kadar içgüdüsel ve keyifli akarken bir yandan bu kadar konforlu olabilmek. Sportif sürüşle konfor bu fiyat aralığında daha önce bu kadar yakınlaşmamıştı muhtemelen.
Hepsi bu kadar da değil. Ne kadar mı? Aşağıya doğru ilerleyelim lütfen!
Kompakt sınıfta kimin kime benzediğini hatırlamak bile zorlaştı artık. Bir önceki Hyundai i30 eski Focus'a benziyordu, yeni Focus hem i30'a hem de (hatta daha çok) Mazda 3'e benziyor...
Aslında Ford Focus ilk nesildeki bolca üçgen ve keskin hatların cesaretinden her adımda biraz daha uzaklaşmıştı. Güncel Ford Focus o eski cesaretini hatırlamakla beraber, ortalama beklentiyle uzlaşmacı ve oldukça dalgalı bir seyir izliyor.
Özellikle rüzgâr tarafından şekillenmiş gibi duran profil dalgaları ve kesintisiz eğimi spoylerde sonlanan tavan çizgisi yeni Focus'a akıcı, dinamik bir hava katmış. Sadece karoserdeki tatlı dalgalardan da söz etmiyoruz aslında. Donanıma göre tasarım detayları da dalgalanan, karakteri değişen bir Focus bu.
Ford’dan bundan ötesini de beklememek lazım, zira Ford Focus yıllardır dünyanın en çok satan arabalarından biri. Bu kadar tutmuş bir formülü değiştirmek cesaret ister malum.
2014 sonrası takındığı "Aston Martin" ön ızgarasıdan özgüven fışkıran Ford Focus, özellikle ST-Line ile dinamizm ve gençliğinin zirvesini yaşamakta.
Bagaj kapağında, Ford logosunun altındaki Focus imzası yeni yerinde çok daha havalı görünüyor. Ön farları enlemesine kesen LED hatlar gibi bu hareket de Volvo'ları hatırlattı. Gerçi artık bunlara farklı markalarda tekrarlanan (Seat gibi) bir trend gözüyle bakmak lazım.
Trend X donanımlı bir Focus'un cazip görünmesi için, bizce standart dışı bir renk seçmelisiniz. Titanium'daki detaylar biraz daha fiyakalı ama Focus'a dikey bir hava veren sis farları bizi sanki kasten ST-Line'a itekliyor.
Vitrin mankeni ST-Line ise farklı ön ızgarası, farladaki LED çizgileri ve farklı tampon tasarımlarıyla Focus'un en genç, en dinamik hali. Reklamda ST-Line kullanan Barış Arduç kardeşimiz güzel söylemiş... Seni en güçlü yansıtan o.
Ama maalesef senden en çok parayı isteyen de o. Zira şimdilik sadece en pahalı motor (1.0 125 hp, 170 Nm) ve şanzıman seçeneğiyle sunuluyor Ford Focus ST-Line. Boşver ya, bi daha mı gelicez dünyaya!..
İç Mekân