İlk nesilde tasarım ve tekniğini değil de sadece ismini yenileyen Toyota Auris, ikinci hakkını daha iyi kullandı ve Corolla ile bağını iyice kopardı.
Auris artık “ortalama iyi”nin yeni adı. Gözü yükseklerde değil, samimi ve söz verdiklerini hakkıyla yapıyor. Ama o kadar. Belki de Corolla ismi bu yüzden geri dönüyordur, kim bilir...
Siz hiç onun herhangi bir kıyaslamada VW Golf ya da Ford Focus’a sataştığını gördünüz mü mesela? Toyota Auris’in derdi daha çok Honda Civic ya da bilemedin Opel Astra’dan müşteri kapmak. Gerçi ikisi de aldı yürüdü hani. Seat Leon, Skoda Octavia desek, oralar da kapalı. 308? İmkânsız. Nissan Pulsar? Mümkün.
Peki yani Auris kötü araba mı? Hayır.
Kendisi yeterince güçlü (aslında pek değil), dayanıklı, pratik (ama daha iyileri mevcut), konforlu (sadece yeterince) ve kullanması da... fena değil.
Toyota Auris'i bu kalabalıkta görünür kılan tek şey belki de ÖTV teşvikli hibrit motor seçeneği. Gerçekten de Toyota Auris Hibrit, özellikle şehir içi yakıt tüketimi ve makul fiyatıyla kayda değer bir model.
Yeni Corolla'nın gelişi ve Auris'in fiyat listesinden çıkışını da hesaba katarsak, bulunabilen her Auris'i oldukça uygun koşallarda edinmek mümkün olabilir. Zira devamı olmayacak.
Yuvarlak hatları bir kenara bırakan Toyota Auris, daha sivri çizgilere kavuşarak yerinde bir hamle yaptı. Zamanın ruhuna uygun olarak, artık daha sert, daha bir kendine güvenen bir görüntüsü var kendisinin.
Sınıfının en kısalarından biri olan Auris, burun yapısıyla en iyi sürtünme katsayılarından birine (0,277) sahip. Özelikle yan aynalardan başlayıp aracı çepeçevre dolaşan omuz çizgisi Auris’i daha dinamik bir havaya sokuyor.
2015 makyajıyla gelen daha agresif çizgiler, ortadaki logodan başlayıp farların sonuna kadar devam eden krom hatlar ve far gruplarındaki LED çizgiler Auris’e tazelik kattı.
Tabii geçen yılların etkisiyle, Toyota Auris’in artık biraz heyecansız ve düz kaldığı da bir gerçek.
İç Mekân