SUV’larda büyük boy cephesini hayli kalabalıklaştıran Audi’nin şehrin dar sokaklarına saldırma zamanı gelmişti. Nihayetinde, kompakt ama yüksek, olgun ama “trendy” bir model arayanları Mini Countryman’in kollarına bırakacak değildi ya Audi. Yeni Audi Q2 gösterdi ki, bırakmadı da.
Audi Q2, yeni nesil bir “café” gibi. Farklı ama dikkat çekmek için amuda kalkmıyor. Sonsuz özelleştirme seçenekleri sunuyor ama en basit halinde bile yüksek kalite hissi hep orada.
Yarattığı atmosfer sayesinde, en sıradan özellikleri bile yüksek bedelle pazarlamayı beceren Audi Q2 için, öncelikle tarzını düşünenlerin radarına girmek hiç de zor olmayacak. VW'deki kardeşi T-Roc'a karşı Q2'nin en büyük avantajı iç mekân kalitesi olacak muhtemelen.
Kompakt kardeşi A3’ün daha yüksek ve cazip hali şeklinde özetlenebilir Audi Q2. Bir üst beden Q3’ten 20 cm daha kısa boyuyla şimdilik VW çatısı altındaki en küçük SUV kendisi.
Amcasının oğlu VW T-Roc yollara çıkar çıkmaz, Audi’nin bir küçük boy SUV’sinin haberlerini okumaya da hazır olun.
Audi’nin tasarım geleneklerine tezat bir şekilde Q2, Q serisinin matruşkadan çıkan en küçük üyesi değil. Bu sefer, tarzıyla farklılaşmak isteyenler için biraz daha oyunlu, hareketli ve modern bir reçete hazırlamış Audi.
Hava girişi gibi görünen bolca plastik dekorasyon, bol köşe, bolca çokgen ve keskin çizgiler Audi Q2’de ustaca bir araya getirilmiş.
Farklı açılarda buluşan bu geometrik yüzeylerin bolluğu Q2’yi canlı canlı incelediğinizde daha çok fark ediliyor. Audi Q2’nin çıplak gözle daha başarılı göründüğünü söylemek lazım.
Az paraya Range Rover Evoque hissi yaşatan dar pencereler, alçalarak devam eden tavan çizgisi ve gövdeyle kontrast renklere bürünen kalın C sütunu Audi Q2’nin diğer imzaları.
Diğer Audi’lerde altıgen olan büyük ön ızgara, Q2’deki sekizgen çerçevesiyle daha bir ön plana çıkmış. Arka taraf ve özellikle stoplar VW Polo’yu mu andırıyor, yoksa bize mi öyle geldi?..
İç Mekân