İlk nesil Audi Q7 büyük, yüksek ve pahalı şeyler sevenler için, büyük, yüksek ve pahalı bir şeydi. Nedense buralardan çok USA taraflarına yakıştırdığımız bu SUV yığını pek de sempatik gelmezdi bize.
2015’te yollara çıkan ikinci kuşak Audi Q7 ise iki kere rafine, ince ince distile. Sadece 5 cm kısalmasına rağmen, yeni tasarımıyla daha mütevazı ve insani bir görünüme büründü Q7.
İnanılmaz bir perhizle 325 kilo veren Audi Q7 bunun karşılığını tüketim, hızlanma değerleri ve kıvraklıkta almış görünüyor. Bentley Bentayga gibi lüks makinelerinde de kullanılan MQB Evo platformunda başrol alüminyum (%40) ve yüksek dirençli çelikte.
BMW X5, Mercedes GLE, Volvo XC90 ve hatta Range Rover (ve Sport) gibi pek sağlam rakiplere sahip Audi Q7, son serideki tüm Audi’ler gibi tam bir turnuva takımı.
Bazı maçlarda rakip modeller favori olsa da sahanın tamamında uyguladığı pres, istikrar, yedi kişilik (opsiyonel) kullanışlılık ve sonsuz teknoloji opsiyonuyla Q7 kupaya en yakın isim.
Girişte belirtildiği üzere egosu şişik hatlardan arındı Audi Q7. Daha düz, geometrik yüzeyler ve keskin enlemesine çizgiler Q7’nin olduğundan küçük algılanmasını sağlıyor.
Hatta bazı açılardan Q7’nin büyük bir SUV’den çok yüksek bir station wagon izlenimi verdiği bile söylenebilir. Her şekilde, bu az gösterişli ve olgun çizgilerin Audi markasına daha bir yakıştığı kesin.
Tek parçalı büyük altıgen ızgara, onun iki yanında keskin bakışlar, kapıların altında devam eden quattro imzalı çıtalar ve çift ok tasarımlı arka farlar sakin ama şakası olmayan bir arabanın etken maddeleri.
S line versiyondaki büyük hava girişleri ve mat alüminyum detaylar ise Audi Q7’nin sportif babalara attığı dayanılmaz paslar.
İç Mekân