Ama yaşasın hibritler! Şarj gerektirmeyen hibritlerin satışları %20,9 arttı ve motor türüne göre ikinci en büyük pazar payına sahip oldular; benzinli araçların hemen arkasında.
Hibritler, yılı %30,9'luk satış dilimiyle kapattı; benzinli araçlar ise %33,3'lük paya sahip. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği'ne (ACEA) göre, benzinli araç satışları aslında %4,8 azaldı, bu yüzden hibritlerin gelecek yıl birinci sıraya yükselmesi pek de zor değil gibi görünüyor. Ancak hikaye biraz daha karmaşık çünkü ACEA'nın hibrit rakamları, hafif hibritlerle tam hibrit araçları ayırt etmiyor. Hatırlatmak gerekirse, hafif hibritler genellikle sadece küçük bir güç artışı sağlayan (normalde 20 hp kadar) bir marş-jeneratör ile donatılmış sıradan içten yanmalı motorlardan oluşur ve bu da elektrikli güçle sürüş imkanı neredeyse hiç yoktur.
Teknolojinin değeri yok demiyoruz ama tam hibrit sistemlere kıyasla çok daha az sofistike. Ve alıcılar genellikle tam hibrit modelleri ararken, birçok araç artık hafif hibrit motorlarla birlikte geliyor, bu yüzden alıcılar mutlaka bir hibrit araç almak için değil, araç hoşlarına gittiği için alıyor olabilirler. Hatta hibrit olduklarını bile bilmiyor olabilirler!
ACEA'nın verilerinden aldığımız bir şey var: Avrupalılar, konvansiyonel araçlar gibi hissedilen veya tanıdıkları araçları satın almayı tercih ediyor. Hibritler ve hafif hibritler şarj gerektirmiyor ve hala benzinle çalışıyorlar. Sadece daha azını kullanıyorlar. Benzinli ve hibrit araçlar, otomobil pazarının %64'ünden fazlasını oluşturuyor. Dizel satışları %15 düşse de hala %11,9'luk bir pazar payına sahip. Yani alıcıların %76'sı hala bir prizin getirdiği zahmeti (veya masrafı) istemiyor!