Nesiller geçse de değişmesi beklenmeyen bir cümle var: VW Polo’nun sürüşü bir Ford Fiesta kadar keyifli ya da sportif değil... Bu cümledeki Fiesta’ya artık Seat Ibiza’yı da katmakta sakınca yok.
Peki bu gerçekten umrunuzda mı? Polo’yu yenilmez konforu ve kullanım kolaylığı için tercih ediyorsanız, pek olmasa gerek.
Teknik altyapısı fazla değişmese de direnci %40 artırılmış bir şasiye kavuşmuş olması Polo’nun sürüşünü iyileştirmiş. Hafif ve hızlı sayılabilecek direksiyon da Polo’nun şehir içinde hem iştahlı hem de kıvrak olmasını sağlamış.
Bozuk yolları, çukur ve tümsekleri pek takmayan Polo, madalyonun öbür yüzünde hızlı virajarı da pek takmıyor ve fazla bir yatma eğilimi göstermiyor. Tutunma dengesi ve ani yön değişimlerinde gövde kontrolü fazlasıyla başarılı bir “küçük” araba bu.
Yüksek hızda stabilitesinden kaybetmeyen Polo, sürüş kalitesi ve rafineliğiyle, yine boyutlarından beklenmeyecek bir olgunluk sergiliyor. VW Polo’nun yol ve rüzgâr sesini filtreleme konusunda da çok iyi iş çıkardığını söylemeyi unutmayalım.
Burada detayına çok girmeyecek olsak da bazıları küçük sınıf için fazla iddialı kaçan pek çok “isteğe bağlı” sürüş ve güvenlik teknolojisine sahip Polo. Kör nokta uyarı sisteminden arka trafik uyarısına, park asistanından yaya algılama sistemi ve adaptif hız sabitleyiciye pek çok ileri teknoloji ellerinizden öper.
Giriş donanım Trendline ile gelen 1.0 benzinli için yapmayın etmeyin diyoruz. Sadece 75 beygir ve de 14,8 saniyelik resmi 0-100 km hızlanma değerinden de anlaşılacağı üzere uyuşuk ve sabır isteyen bir motor bu.
80 beygirlik 1.6 TDI dizel, 230 Nm torkun da katılımıyla ondan çok daha iyi durumda ama ideal olmaktan uzak. Hızlı sayılmaz, gürültülü sayılabilir.
1.0 turbo benzinli motor ise Polo’nun ruhuyla çok daha uyumlu. Şehirde yeterince sessiz ve atak, otoyolda utangaç olmaktan uzak. Gaza sert yüklenmelerde biraz uğuldasa da bu üç silindirli TSI başarılı ve rafine bir motor. 95 beygir, 2.000 devirde 175 Nm tork ve 10,8 saniyelik 0-100 km hızlanma değeri bu ağırlıkta bir araba için yeterli ve keyifli.
5 ileri manuel şanzıman yumuşak ve keyifli. 7 ileri otomatik DSG ise konfor avantajı ve seriliği bir yana, düşük hızlar ve özellikle park manevralarında biraz sarsıntılı olabiliyor.
95 beygirlik dizel 1.6 TDI ise yoğunlukla uzun ve yüklü yolculuklar yapıyorsanız mantıklı olabilir. Şehir içinde benzinli kadar keyifli ve sessiz değil ama hızlanma ihtiyaçlarında fazladan torkunun faydasını görüyorsunuz. Yine de bu fiyatlara... DSG’li bir Golf de alabilirsiniz... Bilemedik.
İç Mekân Sonuç