Yolda kıvraklıktan çok konforuyla öne çıkan Captur, özellikle şehir içinde kendini harika hissediyor. Yüksekliği ve hafif direksiyonuyla hem kullanımı hem de park etmesi çok kolay bir araba Renault Captur.

Clio’dakinden uzun süspansiyon sistemi bozuk yolda, çukur ve kasislerde lehinize çalışıyor. Bunun karşılığında, hızlı girilen virajlar Captur’ün sürüş makinesi olmadığını hatırlatıyor. 

Ani dönüşlerde biraz fazlaca yatan ve hafif direksiyonuyla yüksek hızda çok da cesaret vermeyen bir araba bu. Gerçi gerçek hayatta onu limitlerine zorlama ihtimaliniz çok düşük

Ses izolasyonu anlamında Clio’dan hareketle daha iyisini beklesek de, yüksek hızdaki yol ve lastik gürültüsü çok rahatsız edici sayılmaz.

Konfor değil de sürüş keyfi peşinde koşanların Seat Arona ya da Mazda CX-3’e bir göz atmalarını öneririz.

Motorlarda açılışı 0,9 TCe ile yapıyor Renault Captur. 90 hp ve 140 Nm torkuyla uzun yollarda güçsüz hissettirse de şehir içi trafiklerde yeterli, tasarruf odaklı bir motor bu. Beş ileri manuel şanzımanın tercümesiyse, yüksek hızlarda yüksek devir ve motor sesi.

Favorimiz olan 1.2’lik benzinli motor güçlü olduğu kadar keyifli de. TCe'deki 120 beygir ve 2.000 devirden itibaren 205 Nm torkla, Captur çoğu durumda atak ve keyifli. 1.2 TCe aynı zamanda sessiz ve uzun yoldan da korkmuyor. İşlem tamam, nokta.

Türkiye’de mecburen edindiğiniz çift kavramalı EDC şanzıman Renault Captur’ü bir miktar yavaşlatsa da konforu malumunuz.

1.5’lik dizel dCi ise performans-tasarruf dengesiyle öne çıkıyor. 90 hp çok etkileyici görünmese de güç ve torkuna biraz daha düşük devirde kavuşması durumu toparlamış. 

Hem manuel hem de otomatik şanzıman seçeneği sunan dCi motor, 0-100 km hızlanmasını - devirlenirken gürültülü de olsa - sırasıyla 13,1 ve 13,8 saniyede tamamlıyor.