Mazda CX-3’ün yüksek oturma pozisyonu yola iyi bir hakimiyet sağlarken, dar arka cam dışında herhangi bir görüş problemi yok.

Hafif direksiyon direksiyon şehir içi manevralarda kolaylık sağlıyor. Öte yandan, hız arttıkça diğer Mazda’lardan alıştığımız netlikten uzaklaşıyoruz. Direksiyon ağırlığının farklı hız ve koşullarda değişkenliğini de çok tutarlı bulmadık doğrusu.

Süspansiyon sistemiyse sınıf ortalamasından sert ve sportif eğilimli. Yoldaki ufak bozuklukları içeri pek yansıtmasa da çukur ve tümsekler netleştikçe sarsıntı da netleşiyor. Bu bakımdan geniş jantlara meyletmek çok mantıklı olmayacaktır.

Tabii bu tatlı sertliğin faydaları da yok değil. Mazda CX-3 yollardaki en kıvrak, keyifli ve sportif küçük SUV olabilir. Küçük ve hafif oluşu ona bir SUV’den ziyade normal HB ataklığı kazandırıyor. Yine de sert ve hızlı virajlarda müthiş bir tutunma beklemeyin. 

Hayır bekliyorum diyorsanız, 4x4 seçeneği hizmetinizde. Sınıfın ender 4x4’lerinden olan Mazda CX-3, kaygan zeminde güvenle ilerlemek isteyenler için cazip bir seçenek. Dört çeker sisteminin 6 ileri otomatik şanzımanla eşleştiğini de belirtmeden geçmeyelim.

Ses izolasyonu konusunda, iyi bir küçük sınıf arabası kıvamında Mazda CX-3. Kabine giren gürültü yüksek hızda dahi kabul edilebilir düzeyde. En azından sesinizi yükseltmeniz gerekmiyor. 

Bozuk zeminde süspansiyonların çıkardığı ses ve yol gürültüsü konusunda biraz daha iyisi olabilirdi. Onlar da makyajda inşallah diyelim.

CX-3 vergi çarpması endişesiyle Türkiye’de sadece 1.5 dizel motorla satılıyor. 105 beygir güç ve 1.600 devirde 270 Nm torkuyla bu motor Mazda CX-3 ile çok iyi bir uyum içinde. 

Manuel şanzımanla 10 saniyenin biraz üstündeki 0-100 km hızlanma değeri başarılı. Ama iş otomatik şanzımana gelince motorun ataklığı ve tüketim değerlerinde gereğinden fazla bir performans düşüşü söz konusu. 

Gerçi 12 saniyeye de çok haksızlık etmeyelim. Biz ne otomatikler gördük, 15 saniyeler bile az gelirdi onlara...