C4 Cactus’ün göründüğü kadar modern bir sürüşü olduğunu söylemek zor. Ama bir alt sınıftaki C3’ün platformunu kullanması onu hafif ve çevik bir araba yapmış.
Hidrolik destekli süspansiyon sayesinde yol bozuklukları ve kasisler kendini pek hissettirmiyor. Ama bu yumuşaklık, peşpeşe virajlarda Citroen C4 Cactus’ün yata yata ilerlemesi demek aynı zamanda. Şansını zorlamadıkça tehlike yaratmayan bu dalgalanmalar, tatlı tatlı salınmayı sevenler için keyifli bile olabilir.
Tıpkı sürüş ve yol tutuş karakteri gibi, direksiyon ya da vites geçileri için de net ya da seri diyemeyiz. İkisi de hafif olmakla beraber, boşluklarını alıp yol göstermek size düşüyor.
Kısacası, sürüş dinamikleri açısından Citroen C4 Cactus biraz fazla fransız ve mesela bir Mazda CX-3’ün hissettirdiği dinamizmden çok uzak. Siz nasıl bir şey bakmıştınız?
Evvelce belirtildiği gibi Citroen C4 Cactus konfor anlamında fazlasıyla fransız. Yani hem yumuşak hem de sessiz. Motora çok yüklenmediğiniz sürece sessizliğin bozulmaması Cactus’ü çok iyi bir yol arkadaşı yapıyor.
Peki bizim yollarda yumuşak süspansiyona hayır diyecek biri var mı? Biz demiyoruz. Özellikle “sürücü arabası” aramayanlar için şehirde çok doğru bir denge sunuyor Citroen C4 Cactus.
Müjdemi isterim! Citroen Türkiye sanki sesimizi duymuş gibi, benzinli ve dizel motorlarda zayıf seçenekleri bir kenara bıraktı. Otomatik şanzımanda da ETG'nin sahneyi EAT6'ya bırakması bir diğer harika haber.
Bu durumda 110 hp'lik 1.2 Puretech benzinliyi hiç düşünmeden öneriyoruz. Bu tarz ve fiyat etiketi nihayet aradığı motora kavuştu.
1.6 dizelde de 92 beygirden 100 beygire terfi ettik. Tüketim - performans dengesiyle bu motor nispeten mantıklı duruyor ama benzinlinin EAT6 otomatiği ETG6'dan daha başarılı.
Citroen'in Türkiye’de sunduğu motor ve şanzıman seçenekleri anlamında aynı gruptan Peugeot ile aynı seviyeye geldiğini görmek güzel.
İç Mekân Sonuç