Seat Arona’nın kabinine oyuncu hatlardan ziyade mantık hakim. Tıpkı İbiza gibi, farklılığıyla etkilemek yerine yılların ergonomi deneyimiyle güven vermeyi seçmiş Arona. Sanarsın ki Alman arabası!
İlk bakışta malzeme ve işçilik kalitesi yüksek görünse de malzemelerin sağlam ama sert plastiklerle sınırlı olduğunu anlamak uzun sürmüyor. Neyse ki opsiyonel renkli kaplama seçenekleri grinin elli tonunu kırıp içimizi açmayı başarıyor.
Yine tıpkı Ibiza’da olduğu gibi, küçük standart ekrandansa 8 inçlik bilgi-eğlence ekranına terfi etmekte büyük fayda var. Zira bu ekran çözünürlük ve grafikleriyle başarılı olmakla kalmamış, menü mantığı ve tepki süresi olarak da türünün en iyilerinden biri.
Ekranın tek eksiği konum olarak fazla aşağıda kalması, dolayısıyla gözleri yoldan ayırmayı gerektirmesi.
Önde 1.80’lik bir sürücünün arkasında yine 1.80’lik bir yolcuyu rahat rahat ağırlıyor Seat Arona. Üstelik sadece diz mesafesi değil, baş mesafesi de şaşırtıcı. Zaten çok başarılı Ibiza’ya yüksek tavan eklemenin faydaları...
Lakin pratik özellikler ya da değişkenlik anlamında, mesela Fransız rakiplerini endişelendirmekten uzak Arona. Önde kapı içi cepler, saklama alanları ve gözler kalabalık ya da geniş sayılmaz.
Kol dayama ve yolcu koltuğunun altındaki gözün de standart donanımda olmadığını bilin. Arkadaysa ileri geri kayan koltuklar, kol dayama, havalandırma gibi güzellikler aramak boşuna.
Yüksek oturma pozisyonu (hatta sürücü koltuğu biraz fazla yüksek) ileri görüşü ve arabanın sınırlarını kestirmeyi kolaylaştırıyor. Ne yazık ki aynı şeyi arka çapraz görüş için söylemek zor.
Donanım listenizde park sensörleri ve hatta geri görüş kamerasını ısrarla istemekte fayda var.
400 litrelik bagaj Renault Captur’ün bagajından 55 litre küçük olmakla beraber yeterince geniş. Yüksekliği ayarlanabilir zemin yükleme eşiğini kısaltan, sevilesi bir eser.
Arka koltuk sırtlıklarını 60:40 oranında yatırıp düz bir zemin elde etmek mümkün ama yatırma işlemi bagajdan doğru yapılamıyor maalesef.