Etikete bakıp iç mekân malzeme kalitesini kafanızda canlandırın, sonra Duster’ın hastalıkta ve sağlıkta, yolda ve kırsalda söz verdiği her şeyi yaptığını hatırlayın.
Dış görünüşe nazaran epey vasat görünen kabin, donanım ve tasarım yönünden iyileşse de tasarrufun nereden yapıldığı hemen belli oluyor. Koltuk kumaşlarında iyileşme yok değil ama siyah, sert ve ucuz plastiklerin istisnasız egemenliği sürdürmekte.
Giriş seviye donanımda dokunmatik ekran, elektrikli arka camlar ya da geri görüş kamerası gibi oyuncaklardan yoksunsunuz ama Dacia Duster’ın mantığı bu zaten. Olabilecek en ekonomik haliyle kalabilmek.
Bir üst donanımdaysa - opsiyonları da sayarsak - 360 derece görüş kamerasından, kör nokta uyarısına, 7” dokunmatik ekranlı bilgi ve eğlence sisteminden otomatik klimaya güncel donanımlara kavuşmak mümkün.
Opsiyonları abartıp bir Renault Kadjar fiyatına yaklaşırsanız bir yerde yanlış yaptığınızdan emin olun.
Hacim ve kullanışlılık
Kullanışlılık açısından Duster’ı “Ön ve arkada bolca hacim, arkada yeterli diz ve başarılı baş mesafesi, fena sayılmayacak cep, göz ve saklama alanları ve her açıdan rahatlatan görüş açıları” şeklinde özetleyebiliriz. Bu fiyatlar için gerçekten geniş bir SUV Duster kardeşimiz.
İlk Duster’ın aksine direksiyonda hem yükseklik hem de derinlik ayarının olması da önemli bir fark.
Bagaja gelirsek... 478 litre hacim nefis. Tek sorun zemin altı bölme gibi pratik özelliklerden yoksun olması. Ama bir iki askı kancası ve 12 voltluk (üst donanım) soketi saymadan geçmeyelim.
Arka koltuk sırtlıkları 60/40 oranında iki parça yatıyor ama hem basamak oluşuyor hem de tam düz bir zemin elde edemiyorsunuz. Ucuz zemin kaplaması ve yüksek yükleme eşiği gibi detaylar da bir kez daha fiyat etiketinin sırrını hatırlatıyor. Bu fiyata biz okeyiz valla.
Giriş Sürüş - Konfor - Performans