Dış görünüşte olduğu gibi iç mekânda da oldukça klasik takılıyor Hyundai Ioniq. Hele ki Toyota Prius ile kıyaslayınca tutucu kaldığı bile söylenebilir. Ama bu bize kötü bir şey gibi gelmedi.
Sanki Hyundai, hibrit ya da elektrikli araçların artık hayatın doğal parçası olduklarını göstermek istemiş. Sürücüsüz arabaların konuşulduğu bir dönemde çok da bilimkurgu bir durum yok ortada.
Ön panele havalandırma ve start/stop düğmesini içine alan mavi çerçeveler ve iki adet dijital ekran ağırlığını koymuş. Malzeme kalitesiyse zirvenin sahibi VW Golf’ün uzağında. Kalite arayan parmakları yer yer sert plastikler karşılıyor maalesef.
Ama işçilik anlamında her şey itinayla yerleştirilmiş ve dayanıklı bir his bırakıyor. Zaten Hyundai bu konularda yüksek standartlara ulaşalı çok oldu.
Hyundai Ioniq Türkiye’ye en üst donanım paketi Elite Plus ile geliyor. Bu da kablosuz şarj gibi daha fazla teknolojik oyuncak, renkli çerçeler, spor direksiyon, bolca krom detay ve daha geniş ekranlar demek.
Ortadaki 8 inçlik dokunmatik ekran Apple Car Play ve Andorid Auto gibi modern donanım ve mobil bağlantı özelliklerine sahip. Gayet mantıklı menülere sahip olsa da tepki zamanı anlamında sistemin olimpiyat şampiyonu olduğu söylenemez.
Özel “Hibrit” menüsü sayesinde Ioniq’in o an ne kadar da tutumlu gittiğini ve sistemde neler olup bittiğini canlı olarak görmek mümkün. Güzel…
Ekranın altında bulunan, temel fonksiyonları seçebildiğiniz kısa yol düğmeleri ve bağımsız havalandırma kumandaları hayatı kolaylaştırıyor. Sürüş esnasında insanı dokunmatik menülere mahkum eden bazı “çok modern” markalara duyurulur!
Sürücünün karşısındaki 7 inçlik LCD gösterge paneli de sade görünümüne karşın fütürist şovlar yapmayı ihmal etmiyor. Kısacası, geleneksel tasarımın içine son teknolojileri ustaca yedirmiş Hyundai.
Ve birkaç çevreci detay: Hyundai Ioniq’in ekolojik hassasiyeti sadece yakıt teknolojisinde değil, kullanılan malzemelerde de kendini gösteriyor.
Mesela yumuşak dokulu kapı içi kaplamaların üretiminde kullanılan hammadenin %25’i şeker kamışı. Bir Ioniq sahibi olarak kendinizi Greenpeace takvimi almış kadar huzurlu hissedebilirsiniz.
Ahşap tozu, volkanik taşlar ve geri dönüştürülmüş plastik malzemenin karışımı, iç mekân plastiklerinde yer yer %20’ye varan hafifleme sağlamış. Bu malzemeleri bir araya getirmek her kimin aklına geldiyse, helâl olsun!
Bolca bardaklık ve geniş geniş eşya gözleri arıyorsanız, kapı içi ceplerde, torpidoda, kol dayamanın altında hepsi mevcut. Hyundai Ioniq’in asıl ve belki tek hacim problemi arkadaki kısıtlı baş mesafesi.
Hani dış tasarımı sportif gösteren o alçalan tavan var ya, işte onun cezasını arkadaki uzun yetişkinler çekiyor. Neyse ki dizlerin durumu gayet parlak. Arkadakiler çocuksa zaten mesele yok.
443 litrelik bagaj hacmi kompakt hatchback’leri hatta bazı kompakt SUV’leri bile, mesela hibrit kuzeni Kia Niro’yu yeniyor. Geniş açılan kapısı ve kare formuyla da kullanışlı Hyundai Ioniq.
Gelgelelim ağır eşyaları yüklemeyi zorlaştıran yüksek yükleme eşiği ve bir sedan için ortalama hacmiyle Ioniq, bagaj çılgınlarının aradığı araba mıdır bilinmez. Zeminin yüksekliğini ayarlama şansının olmayışı da bir Hyundai’ye yakıştırdığımız şeyler değil.
Arka koltuklar yattığında bagaj 1.505 litreye çıksa da dümdüz bir zemin elde edemiyorsunuz. Basamağın sorumlusu arka koltukların altındaki piller. Ne demişler, hibriti seven zeminine katlanır.
Giriş Sürüş - Konfor - Performans