Yeni Renault Rafale, tasarımından teknolojisine, iç mekan genişliğinden sürüş özelliklerine kadar birçok alanda sınıf atlamış durumda. Arkana'nın yarattığı tatsız izlenimleri unutun; Rafale gerçek bir yıldız olmaya aday.
Coupe-SUV deyince aklınıza hemen BMW X4, Audi Q5 Sportback gibi Alman premium modelleri geliyor olabilir. Renault'nun hedefi tam olarak bu araçlarla rekabet etmek. Peki, Fransızlar bunu başarabilir mi? Şimdilik cevap hem evet hem de hayır.
Öncelikle Rafale'nin tasarımına bakarsak, otomobil gerçekten göz dolduruyor. Adını Renault'nun geçmişteki rekor kıran yarış uçağından alan Rafale, oldukça sportif ve iddialı görünüyor. Peugeot 408'i andıran çizgiler tesadüf değil çünkü aracın tasarımı, daha önce Peugeot'da da görev yapan Gilles Vidal imzası taşıyor. Ancak içeride Peugeot etkisinden eser yok; tamamen Renault'nun kendine özgü tasarım çizgileri kullanılmış.
İç mekânda kalite algısı Alman rakiplerinin seviyesine henüz ulaşamasa da bolca yaşam alanı, fonksiyonellik ve harika bir teknoloji sunuyor. Rafale'nin kabininde, Renault Austral'den tanıdığımız 12 inçlik portre dokunmatik ekran ve 12,3 inçlik dijital gösterge paneli kullanılıyor. Google destekli "OpenR Link" bilgi-eğlence sistemi ise kullanımı inanılmaz kolay ve akıcı. Kablosuz Apple CarPlay ve Android Auto bağlantısı da standart sunulan güzelliklerden.
Rafale'nin iç mekânındaki sürprizlerden biri de "Solarbay" adı verilen panoramik cam tavan. Tek tuşla şeffaflıktan matlığa geçiş yapan bu teknoloji, genelde süper spor veya lüks elektrikli otomobillerde gördüğümüz türden. Kabindeki özel detaylar, koltukların yan destekleri ve farklı kaplama seçenekleri gibi küçük dokunuşlar sayesinde Rafale, kendisini diğer Renault'lardan kolayca ayırıyor.
Aracın boyutları gerçekten şaşırtıcı; Rafale, Avrupa pazarındaki 7 koltuklu Renault Espace ile aynı uzunluğa (4,7 metre) ve dingil mesafesine (2,74 metre) sahip. Bu, özellikle arka koltuklarda geniş diz ve baş mesafesi anlamına geliyor. Bagaj hacmi de oldukça etkileyici; 535 litrelik kapasitesiyle Peugeot 3008 ve Audi Q5 Sportback’i geride bırakıyor.
Motor kısmında ise Rafale şu an sadece 200 beygirlik E-Tech hibrit güç ünitesiyle sunuluyor. Şehir içinde sessiz ve ekonomik olan bu hibrit sistem, Renault'nun iddiasına göre sürüşlerin %80'inde elektrik modunda kalabiliyor. Ancak şehir dışına çıktığınızda durum biraz farklı. Ani hızlanmalarda motorun tepkisi yavaş ve sesi yüksek oluyor, bu da sürüş keyfini olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca otoyol hızlarında biraz yol sesi de kabine sızabiliyor.
Rafale'nin sürüş karakteri genel olarak konfor odaklı. Direksiyon hissi pek heyecan verici değil ancak günlük kullanımda oldukça rahat ve kullanışlı. Opsiyonel "4Control" dört tekerlekten yönlendirme sistemi, şehir içinde manevra yapmayı çocuk oyuncağı haline getiriyor. Ancak yüksek hızlarda verdiği yapay his, her sürücünün hoşuna gitmeyebilir.
Yakında çıkacak olan 300 beygirlik plug-in hibrit E-Tech 4x4 versiyonunda ise sürüş keyfinin ciddi anlamda artmasını bekliyoruz. Adaptif süspansiyon ve Alpine mühendislerinin dokunuşlarıyla Rafale, çok daha sportif ve eğlenceli bir hale geleceğe benziyor.
Türkiye’de 2.6 milyon TL fiyat etiketiyle satılan Rafale, Esprit Alpine donanım paketiyle sunuluyor. Solarbay cam tavan standart olarak gelirken, Harman Kardon ses sistemi gibi ekstra donanımlar opsiyonel olarak sunuluyor.
Sonuç olarak Renault Rafale, Alman premium rakipleri kadar kusursuz olmayabilir ancak tasarımı, teknolojisi ve sunduğu alan ile kendi sınıfında iddialı bir seçenek. Eğer farklı, şık ve konforlu bir hibrit coupe-SUV arıyorsanız, Rafale kesinlikle radarınızda olmalı.