Lexus’un Yeni LS Konseptleri: Altı Tekerlekli Lüks Bir Gelecek

Lexus, Tokyo’daki Japan Mobility Show’da adeta sınırları unuttu.

Markanın yeni LS Concept serisi, klasik sedan anlayışını geride bırakıp üç tamamen farklı yöne açılıyor: altı tekerlekli ultra lüks bir minivan, Rolls-Royce tarzı bir coupe ve tek kişilik şehir içi kapsül.

Altı Tekerlekli Lüks Deneyim

En dikkat çekici model kuşkusuz LS Concept adlı altı tekerlekli dev. Dört küçük arka tekerlek ve iki büyük ön tekerleğe sahip bu fütüristik minivan, Lexus’un amiral gemisi LS modeline bambaşka bir bakış getiriyor. Geniş cam yüzeyler, dikey LED farlar ve neredeyse uzay gemisini andıran bir siluetle, markanın “Luxury Sedan” tanımını “Luxury Space” (Lüks Alan) vizyonuna dönüştürüyor.

Kabin, birinci sınıf uçuş hissi veren koltuklar, yumuşak aydınlatma ve ultra sessiz bir sürüş atmosferiyle tasarlanmış. Üç sıra koltukta altı yolcu taşınıyor; ön koltuklar ise yoke tipi direksiyon ve çift dijital ekranla donatılmış. Lexus’a göre bu, sadece bir tasarım alıştırması değil markanın başındaki Akio Toyoda, “herkes bu projeyi çok ciddiye alıyor, gerçekleşecek” diyerek üretim niyetini açıkça ortaya koydu.

Coupe: Klasik Zarafet, Modern Formda

Serinin ikinci modeli LS Coupe Concept, geçmişin zarafetini geleceğin teknolojisiyle buluşturuyor. İki kapılı gövde, Rolls-Royce tarzı geriye açılan kapılar ve dışa doğru uzayan bagaj kapağıyla son derece özgün görünüyor. İç mekanda ahşap detaylar, geniş dijital ekranlar ve yoke direksiyon yer alıyor. Arka yolcular için dikey bilgi-eğlence ekranları da cabası.

Micro Concept: Tek Kişilik Lexus

Üçlünün en küçük üyesi LS Micro Concept, kalabalık şehirlerde sessiz ve konforlu bir ulaşım çözümü sunmayı amaçlıyor. Tek kişilik otonom araç, açıldığında mücevher kutusunu andıran bir kabin ortaya çıkarıyor. Ahşap yüzeyler ve zarif detaylar, Lexus’un “küçük de olsa lüks” felsefesini burada da koruyor.

Lexus’un Yeni Yönü

Lexus, LS ailesini yeniden tanımlarken “spindle grille” dönemini de kapatıyor. Toyoda’ya göre, “Artık ızgarayı tüm gövdeye entegre etme zamanı.” Yani markanın yeni tasarım dili, geçmişten ilham alıp geleceğe cesur bir adım atıyor.